TAHTIN SAHİBİ: WİLLİAM SHAKESPEARE
‘Gelmiş geçmiş en iyi oyun yazarı kimdir?’ diye sorsak cevabınız ne olurdu? Doğru bildiniz, William Shakespeare!
Sık sık adını duyduğumuz, kitaplarını okuduğumuz William Shakespeare kimdir? Hadi öyleyse, başlayalım!
Shakespeare, 1564 yılında İngiltere'de, Stratford Upon Avon kasabasında, maddi açıdan şanslı bir aileye doğdu. Babası John Shakespeare başarılı bir tüccar annesi Mary Arden ise varlıklı toprak sahibi bir ailenin kızıydı. Shakespeare, ailenin üçüncü çocuğuydu. Eğitimini ağırlıklı olarak Latince almış ve aynı zamanda Roma edebiyatı klasikleri eğitimini de aldığı için üniversiteye gitmemiştir..
William Shakespeare 18 yaşına geldiğinde kendisinden 8 yaş büyük olan Anne Hathaway ile evlenmiş ve bu evlilikten 3 çocuk sahibi olmuştur; Susanna, ikizler Hamnet ve Judith. Ancak Hamnet, henüz 11 yaşındayken, tam olarak belirlenemeyen bir sebepten vefat etti. Shakespeare’in yaşadığı evlat acısı, hem kalemine hem de oyunculuğuna yansıdı. Birçok kaynakta, Shakespeare’in 1585-1592 arasındaki yılları “kayıp yıllar” olarak değerlendiriliyor. Shakespeare'in bu sırada bir tiyatro topluluğunda yazar ve oyuncu olarak çalıştığı düşünülüyor. Yılda ortalama iki oyun yazan Shakespeare, yazmış olduğu oyunlarında da zaman zaman küçük roller almıştır. 1594’e gelindiğinde ise, Chamberlain Topluluğu'nun önde gelen oyuncularından birisi olmuş, aynı yıl oyunları yayımlanmaya başlamıştır. Yayımladığı oyunlar sayesinde maddi varlığı gittikçe artan Shakespeare, Kraliçe I. Elizabeth döneminin sonlarında varlıklı bir yaşam sürmüş, 1599'da Londra'da yaptırılan Globe Tiyatrosu’nun hisselerinin bir bölümünü kendi oyuncu topluluğu için satın almıştır.
Aynı zamanda bir ironi ustası olan Shakespeare, oyunlarında insan doğasındaki her türlü duyguyu, düşünceyi ve yaşam tarzlarını akıllarda kalan sözcük ve imgelerle yansıtmıştır. İlk oyunları daha çok tarihsel, komedi, intikam ve romantik trajedi türlerinden oluşmaktadır. Oyun konularının temelinde çoğunlukla İngiliz tarihi yer almaktadır. Bu çeşitliliklerin yanı sıra, izleyicilerin ve okuyucuların Shakespeare'in oyunlarında en çok hayranlık duydukları özellik ise, onun yazılarında ve oyunlarında yer alan karakterlerin "kitap karakterleri" gibi gözükmeyip aksine, akıllarda canlanacak kadar gerçek kişiler olmasıdır.
Shakespeare'in en çok akılda kalan ve birçoğumuzun aşina olduğu karakterleri arasında Danimarka Prensi Hamlet yer almaktadır. Acı çekmek ya da hayatına son vererek bu acıyı dindirmek arasında kalan Hamlet'in içinde bulunduğu ikilemi, Shakespeare "Olmak ya da olmamak! İşte bütün sorun bu!" sözleriyle ifade etmiştir. Shakespeare'in “Hamlet”, “Macbeth” ve “Kral Lear” gibi trajedilerinde kahramanların ortak noktası ise kendi zayıflıklarıdır. Zayıflıktan kast ettiğimiz ise acımasızlık, hırs, kıskançlık, bencillik gibi negatif özelliklerdir. Tüm bu çeşitlilikleri Shakespeare yarattığı karakterler üzerinde öyle canlı ve gerçekçi yaratır ki, izleyiciler ve okuyucular karakterleri gerçek hayattaymış gibi benimser ve duygularını içten yaşar. Shakespeare'in karakterlerini böylesine canlı yaratması ise onun en önemli özelliklerinden biridir.
Shakespeare diyaloglarını oldukça yoğun ve oyunlarını felsefi yaklaşımlarla, sahnelenmeleri için yazmıştır. Kullanmış olduğu sözcük ve imgeler, ses, ölçü kullanımı, yazı düzeni okuyucuları tarafından oldukça beğenilmektedir.
Kimisine göre yetersiz bir eğitim hayatı olan Shakespeare, oyunlarıyla ve yazılarıyla kendini ispatlamıştır. Komedi, trajedi, tarih gibi birçok farklı türde eserler ortaya koymuştur. Bu başarıları sayesinde Shakespeare, dünyanın en seçkin drama yazarlarından biri olarak anılmaktadır. Birbirinden kıymetli onlarca eseri bulunan Shakespeare’in en bilindilk eserleri ise; Romeo ile Juliet, Hamlet, Bir Yaz Gecesi Rüyası, Kral Lear, Julius Caesar ve Henry’i konu alan yapıtlarıdır.
‘Dik tepelere tırmanmak için başta yavaş yürümek gerekir.’ der kısa ama bir o kadar da dolu geçirdiği ömrünün sonunda edebiyatın ve tiyatronun zirvesinde yer alan, tahtın sahibi William Shakespeare.
Yorum Yaz