DÜNYANIN EN BÜYÜK MÜZESİ: LOUVRE
Dünya gerekse içerik gerekse tarz olarak birbirinden farklı binlerce müzeye ev sahipliği yapıyor. Peki, listenin başında yer alan ‘en büyük’ müze hangisi? Tabi ki Louvre!
Louvre Müzesi 73 bin metrekare alan üzerinde yer alması ve 300 bini aşkın esere sahip olması ile ‘dünyanın en büyük müzesi’ olarak kabul ediliyor. Louvre, tüm dikkatleri üzerine topluyor ve her yıl yaklaşık 10 milyon ziyaretçi alıyor. Dilerseniz şimdi bu devasa müzenin tarihçesine kısa bir göz atalım.
Louvre, 1204 yılında, on üçüncü yüzyıl başlarında, Philippe Auguste tarafından ilk şekliyle bir kale olarak inşa ettirilmiştir. O zamanlar adını İngilizce'de güç, kuvvet anlamına gelen “Lower” kelimesinden almıştır. Yıllar sonra, 14. yüzyılda bu yapı ‘kraliyet merkezi’ olmuştur. 15. yüzyılda ise saray, Loire'nin kıyısına taşınmıştır ve Louvre bakımsız kalmıştır. 1564'te sarayın Tuileries bölümünün yapımına başlanmış olsa da, tamamlanması Üçüncü Napolyon zamanına kadar sürmüştür. 1793'te ise Kraliyet Ailesi’nin resmi konut olarak Versailles Sarayı’na taşınmasıyla Louvre bir müze olarak toplamda 537 adet eserle halkın ziyaretine açılmıştır. Ancak binanın bu amaca yönelik inşa edilmemesinden dolayı mimari açıdan sıkıntılar yaşanmış ve bu yüzden 1796-1801 yılları arasında kapalı kalmıştır. 1871'de ciddi bir yangın vakası yaşamıştır. Yangın sonrasında birçok tamirat ve değişiklikler yapılmıştır. Günümüzde hala varlığını koruyan bina 1932'de son şeklini almıştır.
Louvre Müzesi, büyüklüğü ve içerisinde barındırdığı çeşitliliğin çokluğundan ötürü kendi içinde bölümlere ayrılmıştır. Bu bölümler; Batı-Doğu Avrupa, Mısır ve diğer İslam eserlerinin, heykel, resim ve dekoratif eserlerin sınıflandırılmalarından meydana gelmiştir. Bunun yanında Louvre, daha çok müzenin tarihi ile ilgili bilgi alabileceğiniz Pavillon De L’Horloge, kraliyet bahçeleri ve müzenin ön kısmında yer alan cam piramit gibi farklı bölümlerden oluşmaktadır. Şimdi müzenin birkaç bölümüne ve içeriklerine ufaktan göz atalım.
Müzenin resim koleksiyonu bölümü; ilk olarak Kral I. François tarafından Michelangelo, Raphael, Leonardo De Vinci, Rosso, Primaticcio gibi ustaların eserleriyle başlatılmış ve daha sonra hızla büyütülmüştür. Günümüzde dünyanın dört bir yanında yaşayan ünlü ressamların eserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Bu eserler arasında Mona Lisa, Saint Jean Baptiste, Madame Récamier gibi eserler de yer almaktadır.
Dekoratif sanatlar koleksiyonunda Ortaçağ’dan 19. yüzyıla kadar uzanan yıllarda kullanılan gümüş, fildişi, bronz gibi farklı materyallerle yapılan takılara ve dekoratif eserlere yer veriliyor. Bu eserlerin her biri ise ait oldukları dönemin özelliklerini buram buram hissettiriyor.
Yapının müze olarak hizmet verdiği ilk zamanlardan itibaren var olan heykel koleksiyonunda sayılı sayıda heykel içerse de zamanla bu sayı artmış ve birbirinden kıymetli heykeltıraşların eserlerini bünyesine almıştır. Michelangelo’nun Köleler adlı eseri ise bunlardan sadece birisi.
Müzenin en taze, yeni bölümü diyebileceğimiz İslam Eserleri Koleksiyonu 2012 yılında açılmış. İspanya’dan Güneydoğu Asya’ya uzanan koca bir coğrafyaya ait, yaklaşık üç binin üzerinde esere sahip bir kısım. Bu bölümde yer alan parçalar ise daha çok minyatür, heykel ve taş yazıtlardan oluşuyor.
Şimdi, gelelim hepimizin Louvre Müzesi deyince aklımızda şekillenen o harika cam piramide! Bu piramit Çinli Mimar I.M. Pei tarafından 1989 yılında yapılmıştır. Yüksekliği 21 metredir. Louvre Müzesi’nin aslında en çok göz alan bölümlerinin başında geliyor. Louvre Müzesi’nin çevresinde 4 cam piramit mevcut ancak bizim görsel zekamızda yer edinen bu piramit ise içlerinden en büyük olanı.
Bir gün yolunuz Paris’e düşerse bu harika müzeyi ziyaret etmeden geri dönmeyin. Ziyaretçilere sunulan yaklaşık 35 bin eseri tek tek incelemek kolay olmayacaktır ancak unutulmaz bir an olacağından şüphem yok!
Yorum Yaz