1869’dan 1948’e kadar süren sessiz bir direniş; başrolde Mahatma Gandi. Mahatma Gandi, 2 Ekim 1869’da Hindistan’ın Gujarat Eyaleti’nin Porbandar kasabasında dindar bir aileye doğmuştur. Gerçek adı Mohandas Karamçand Gandi’dir. Ancak hayatımızda ‘yüce ruh’ anlamına gelen ‘Mahatma’ ismi ile yer edinmiştir.
Gandi’nin dünyaya geldiği dönemlerde, Hindistan’da kast sistemi mevcuttur. Kast sistemi, bir sosyal tabakalaşma yapısıdır. Kesin ve net çizgilerle belirlenmiş sınıfları kapsar. Gandi’nin ömrünü adadığı düşüncelerinin filizlenmesinde içinde bulunduğu bu sistemin de yadsınamaz bir etkisi vardır. Bireydense toplumu ön plana çıkaran bu toplum yapısında, gelenek ve görenekler de insanlar tarafından sürdürülmüş, hayatlar bu çerçevede şekillenmiştir. Bu geleneklerden ötürü Gandi henüz 13 yaşında iken Kastura Bayi ile evlendirilmiş, bu evlilikten 3 çocuğu olmuştur. Bu evlilik eğitim hayatını ilk yıllarda olumsuz etkilese de ilerleyen zamanlarda Gandi başarılı bir okul süreci geçirmiş, orta eğitimini bitirdikten sonra hukuk eğitimi almak üzere İngiltere’ye gitmiştir. Londra’da olduğu süre boyunca ailesinden özellikle de annesinden edinmiş olduğu dini görüşlerini korumaya devam etmiştir. Hem benimsediği din hem de kişiliği doğrultusunda emeksiz kazanç, bilinçsiz haz, ilkesiz siyaset, özverisiz inanç, niteliksiz bilgi, ahlaksız ticaret ve insaniyetsiz bilimden uzak durmayı kendine borç bilmiş; doğruluğu, pasif direnişi, et yemezliği, dünyevi hazlardan uzak kalmayı ve sadeliği benimsemiştir. Tüm bu prensipler direnişinin bir aracı olmuştur.
Hukuk eğitimini tamamladıktan sonra kendi mesleğini icra etmiştir. Bulunduğu ülkelerde birtakım adaletsizliklere ve haksızlıklara şahit olmuştur. Bu görüntüler hem kendisinin hem de Hindistan’ın kaderini değiştirecek düşüncelerinin ışığını yakmıştır. Gandi’nin arkasında durduğu, hayatı boyunca savunduğu ‘şiddetsiz direniş’ hareketi böylelikle başlamıştır.
Mahatma Gandi, ilk şiddetsiz direnişini Hindistan’da değil, avukatlık yapmak için gittiği Güney Afrika Cumhuriyeti’nde 1893’te başlatmıştır. Gandi, birinci mevki bileti olmasına rağmen üçüncü mevkiye geçmediği için trenden zorla atılmıştır. Buradaki asıl sorun tren bileti veya mevkisi değil, ‘ten rengi’dir. Gandi, bunun gibi çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmış ve bu zorbalıklar ‘şiddet içermeyen direniş’ fikri üzerine düşünmesine sebep olmuştur.
Yalnızca kendisinin değil, kendisi gibi seçemediği özellikleri yüzünden dışlanan ve ırkçlığa maruz kalan insanlık için harekete geçmiştir. 11 Ağustos’ta Johannesburg’da düzenlenen bir protesto gösterisinde ilk kez Satyagraha (hakikate adanma) ilkesini dile getirmiş ve Güney Afrika’da ezilen, haklarına saygı duyulmayan Hintlileri bir araya getirerek onları benimsemiş olduğu ‘şiddetsiz direnişe’ davet etmiştir. Artık onun ve yol arkadaşlarının nihai hedefi ‘şiddete başvurmadan gerçek huzura ermektir.’
Bu bir gerçektir ki; başarıya giden yol hiçbir zaman düz olmaz. Tarih boyunca bu böyleydi ve hiç değişmedi. İlerlemenizi isteyen insanların yanı sıra, geriye düşmenizi bekleyen insanların hedefinize ulaşacağınızı anladıkları zaman öfkelerinin katbekat artacağı aşikardır. Gandi’nin karşısında engel oluşturan tek sorun da yalnızca insanlar veya ırkçılık değil, sömürgecilik, adaletsizlik, ve kast sistemidir. Gandi tüm bu güçlüklere rağmen halkı direnişte silahsızlanmaya teşvik etmiştir.
İngiliz hükümeti başta sessiz kalsa da giderek büyüyen ayaklanmalar karşısında birçok insanı tutuklamış, mallara el koymuş ve çocuk yaşlı demeden birçok insanı hapse atmıştır. Ancak halk geri adım atmamış, direnişe devam etmiştir. Diğer taraftan akıllarda yer eden bir olay ise ‘tuz yürüyüşü’ olmuştur. Hindistan’ın sahillerinde bulunan tuzun, Hintlilerin üretmesi ve satmasının İngiliz hükümetince yasaklanmış, Hintlilerden tuz vergisi adı altında ağır vergiler alınmıştır. Tuz yürüyüşü Mahatma Gandi liderliğinde başlayan ve çığ gibi büyüyen bir direniş olmuştur. Sahilde toplanan halk yasakları çiğneyerek tuz üretmiş ve bunun sonucunda Gandi ve binlerce kişi tutuklanmıştır. Bu direniş, sömürge devletine karşı tarihte silahsız kazanılmış önemli bir örnek olmuştur.
Hindistan ve Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin siyasi ve ruhani lideri Gandi, yıllarca gerçek ve kötülüğe karşı aktif ve şiddetsiz bir direniş göstermiş, Satyagraha felsefesini böylelikle yaşatmıştır. Mahatma Gandi, iyiliği, barışı, sevgiyi ve mücadele ruhunu yalnızca yaşamamış aynı zamanda yaşatmıştır. Mohandas Karamçand Gandi’nin halk arasındaki çatışmaların sona ermesi için tuttuğu ölüm orucu ise zamanla bedenini zayıflatmış ve güçsüz hale getirmiştir. Ömrünü şiddet döngüsünü kırmaya adayan Mahatma Gandi, 30 Ocak 1948’de Yeni Delhi’de fanatik bir Hindu tarafından öldürülmüştür.
‘Hayatım mesajımdır.’ der Mahatma Gandi. Mesajının düşüncelerimize ışık saçması dileğiyle.
KAYNAKÇA
▪ F. ADDIS, Bir Hayalim Var- Tarihi Değiştiren Konuşmalar, 79, Epsilon Yayıncılık, Temmuz 2015.
▪ E. GÜMRÜKÇÜOĞLU, Mahatma Gandhi ve Sessiz Direnişi, Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 2018, ss. 378-393, 18 Ağustos 2018.
▪ S. ATAULLAH, Tarihi Değiştirenler: Mahatma Gandi, Independent Türkçe, 27 Nisan 2020.
▪ Mahatma Gandi Kimdir? Ne Zamn Doğdu, Ne zaman Öldü?, 10 Ekim 2019, mahatma-gandi-kimdir-ne-zaman-dogdu-ne-zaman-oldu-6044237
▪ B.R. RANDA, Mahatma Gandhi, Former Director, Nehru Memorial Museum and Library, New Delhi. Author of Mahatma Gandhi: A Biography and others, Mahatma- Gandhi
Yorum Yaz