GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TİYATRO


Chinese Society | TOTA

        Tiyatro; birçoğumuzun çocukluğundan gelme, defalarca kez duyduğu, gittiği ve belki de içinde yer aldığı bir sanat dalıdır. Peki, hepimizin aşina olduğu ‘tiyatro’ nedir ve kökü nereye dayanmaktadır?

       Kelime anlamı olarak tiyatro, olay örgüsünün çeşitli taklitlerle ve benzetmelerde oyuncular tarafından seyirci karşısında canlandırılmasıdır. Tiyatro bir sahne sanatıdır. Shakespeare’in tanımı ile ‘Tiyatro; insanı, insana, insanla insanca anlatma sanatıdır.’ Tiyatroyu meydana getiren olgular yalnızca oyuncular ve olay örgüsü değildir. Bununla birlikte içerisinde dekor, kostüm, müzik ve ışık gibi tamamlayıcı parçaları besler.

       Birçok sanat dalında olduğu gibi tiyatro da bir anda evirilip günümüzdeki halini almamıştır. Gelişimi ve dönüşümü yüzyıllar öncesine dayanmaktadır.

       Tiyatro Eski Yunanistan’da husul bulmuştur. Yunanca ‘theatron’, Türkçe’ de ise ‘görme yeri’ anlamına gelen sözcüklerden doğmuştur. Elimizde bulunan kaynaklara göre ilk tiyatro şenliği M.Ö. 534 yılında Atina’da yapılmıştır. O dönemin insanları hayatlarındaki olayları, duygu ve düşüncelerini bir mitolojiye bağlıyor, bunu yaparken de aslında her şeyin merkezine ‘Tanrı kahraman’ yerleştiriliyordu. Dionysos olarak adlandırdıkları tanrıya şükranlarını iletmek için düzenli olarak yılda bir defa ‘Dionysos Şenlikleri’ olarak adlandırdıkları eğlenceler düzenleniyordu. Bu eğlencenin ilk filizlendiği zamanlar amaç yalnızca eğlenceydi ve insanlar bunu gönüllü olarak yapıyordu. Fıkralar anlatılıyor, taklitler yapılıyordu. Zamanla eğlence anlayışının yerini gelenek anlayışı aldı. Bununla birlikte artık insanlar bu işi meslek olarak icra etmeye başladılar. Böylelikle tiyatronun ilk tohumları ekildi.

       İlk zamanlarda yalnızca bir anlatıcı olurdu zamanla bu sayı ikiye ulaştı buna dialogos (karşılıklı konuşma) adı verildi. Sonra bu sayı üçe ulaştı. Zaman ilerledikçe bu sayı da artmaya devam etti. Günümüz tiyatrosunda da gördüğümüz üzere artık sahnede yalnızca bir-iki kişi değil, oyunun içeriğine göre onlarca kişi yer alabiliyor. Yüzyıllar önce oynanan tiyatrolarda ustaca yazılmış senaryolar yoktu, daha çok doğaçlama ön plandaydı. Piyes yazarlarının ortaya çıkması ile birlikte tiyatro düzeninde de belli başlı değişiklikler yaşandı.

       Tiyatro sanatı, Eski Yunanistan’da uzun yıllar boyunca ‘agora’ adı verilen meydanlarda yapıldı.   Tiyatroya duyulan ilgi arttıkça kapasite olarak daha geniş olanlara ihtiyaç duyuldu ve ‘amphitheater’ denilen alanlara geçiş yapıldı. Burada basamaklı bir sistem mevcuttu. Bu sistem ile alanın büyüklüğüne rağmen sesin yayılması açısından büyük avantajlar sağlanıyordu.

       Tiyatronun gelişim süreci genel olarak erken dönem, orta dönem ve günümüz tiyatrosu olarak üç başlık altınca incelenmektedir. Şimdi kısaca bu dönemlerde yaşanan değişimlere göz atalım.



Türkiyede Görülmesi Gereken 5 Antik Tiyatro | Blog | Esen Tour | Hayat  Gezince Güzel
 ERKEN DÖNEM 

       Antik Çağ’da tiyatro, insanlar tarafından değer gören ve daha çok üst sınıflara hitap eden bir sanattı. Dönem şartlarına bağlı olarak dekor gibi tamamlayıcılar mevcut değildi. Sahnede yer alan oyuncular taklitler, fıkralar eşliğinde eğlenceli bir zaman geçirilmesini sağlardı. Oyun içerisinde, oyuncular tarafından zaman zaman maskeler kullanılırdı. Yunan tiyatrosunda yer alan başlıca iki tür oyun vardı. Bunlar; trajedi ve komediydi. (İçeriklerine bir sonraki yazımız ‘Tiyatro Türleri’nde değineceğiz.) Ayrıca, bu dönemde oynanan oyunlar Aristoteles’in ‘üç birlik’ anlayışına dayanmaktaydı. Üç birlik; olayda, yerde ve zamanda birliği ifade ediyordu. Buna göre; oyunda tek bir hikaye, bir mekan ve bir olay örgüsü yer almalı, birden fazla zamanı kapsamamalıydı.

ORTA DÖNEM

       Bu dönemde artık din tiyatro üzerindeki etkisini yitirmeye başlamış, bunu yerine eğlence anlayışı ağır basmaya başlamıştır. Erken dönemde boy gösteren komedi ve trajedi türlerine ek olarak ‘tarihsel’ konulu oyunlar da oynanmaya başlanmıştır. Gerek oyunlar gerekse oyuncular artık profesyonelleşmeye başlamıştır. Erken dönemde hakim olan ‘üç birlik’ kuralı rafa kaldırılmıştır. Bu dönemde yer alan en önemli isim ise tartışmasız S. William Shakespeare olmuştur. Shakespeare; dönemin gerici düşüncelerinden ötürü kadınların tiyatroda yer alamamalarını ironik bir şekilde vurgulamıştır.

GÜNÜMÜZ TİYATROSU

       Günümüz tiyatrosu, diğer dönemlere kıyasla her alanda farklılıklara imza atmıştır. Gerek eğitimin gerekse teknolojinin gelişmesinin kazandırıcı etkisinden faydalanarak oyunların kapasitesi, senaryoların yaratıcılığı, oyuncuların profesyonelleşmesi, sahne düzeninin geliştirilmesi alanlarında gözle görülür ilerlemeler kaydedilmiştir.

     Bu dönemde isminden sıkça bahsettiren kişi ise Rus Stanislavski olmuştur. Stanislavski’nin gerçekçilik ve sahneye dair anlayışı hala önemini korumaya devam etmektedir. Gerçekçilik ile asıl vurgulamaya çalıştığı nokta iseoyuncuların girmiş oldukları rolü daha iyi hissetmeye çalışıp seyirciye bu duyguyu daha derinden ve etkili bir şekilde hissettirmeleri amaçlanmıştır.

 
      

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.